KONAKLAMANIN TÜRKİYE’DEKİ TARİHİ VE BUGÜNÜ

5 January 2022

İnsanoğlu tarihte kendisinde olmayana sahip olmak için barışçıl güvenli ve devamlılığı olan takas ve takas aracı olarak parayı keşfedince yerleşik hayatı daha çok benimsedi , zamanla çoğalan nüfus için yeni kaynak arayışlarına girdi ve bu arayışlar sırasında yeni topluluklarla etkileşime girerek, adına "ticaret" dediğimiz organizasyonları oluşturdu.

Zamanla bu organizasyonlar devletlerin oluşumunu ve ayakta kalmasını borçlu olduğu vergi sistemini doğurdu; toplanan bu vergiler devletlerin devamlılığını sağlayan yeganeunsur haline gelince (güvenlik harcamaları vs.) ticaretin sınırlarını genişletmek üzere binlerce kilometre uzunluğundaki ticaret yollarını inşa ettiler; İpek yolu ve Baharat yolu bunların en bilinenlerinden olup iki yolun birer ucu Hindistan ve Çin’den çıkarak bugünkü Türkiye’nin Anadolu toprakları üzerinden bilinen dünyanın doğu ve batısını birleştirdi.

Bu yollarda ticaret günümüz dünyasının rahatı , konfor ve imkanlarına sahip değildi ; dolayısıyla can ve mal güvenliği bu yollarda ticaret yapacak tüccarlar için büyük riskler barındırıyordu ; işte bu sebeple yol güvenliğini sağlamak ve bu yollarda canlarını , mallarını riske ederek mal taşıyan tüccarlar ve kervanlarını rahat ettirip hoşnut tutarak tekrar tekrar gelmelerini sağlamak için Selçuklu’lar zamanında 40 km aralıklarla bugün hala ayakta olan , askeri özelliği de olan 3 güne kadar ücretsiz konaklama yemek ve bakım hizmetlerinin verildiği Hanlar ve Kervansaraylar inşa edildi. Bu vesile ile bugünkü otelciliğin de temelleri atılmış oldu.

Önemli bir nokta ise o günlerde inşa edilen Kervansaraylar yolun ve ticaretin yoğunluğu göz önüne alınarak belli kapasitede hizmet verecek şekilde inşa ediliyordu. Selçuklulardaki bu işleyişin Osmanlı zamanında aynı şekilde devam ettiğini söylemek maalesef zor tabi bunun sebepleri arasında Osmanlı’nın ticarette deniz yollarını etkin şekilde kullanması ve Anadolu’daki siyasi birliğini iç çekişmeler nedeniyle geç sağlayıp merkeziyetçi bir sistemle pazarın merkezini İstanbul’a taşıması vardı.Deniz ticaretini ise genellikle Cenevizliler gerçekleştirdiği için konaklamaları da Galata bölgesinde kendi konukevlerinde gerçekleştiriyorlardı.

Zamanla Galata ve çevresi Osmanlı’da Gayri Müslimlerin ve yabancı elçiliklerin yaşam merkezi haline gelerek aynı zamanda 1888 yılında Paris-İstanbul arası ilk seferini gerçekleştirecek olan Orient Express’in Batılı turistlerinin konaklaması için 1892’de inşasına başlanıp ,1895’te açılan batı standartlarındaki İstanbul’un ilk oteline ev sahipliği yapacaktı yani ‘PERA PALACE’ a. Bu dönemde inşa edilmeye başlanan oteller Selçuklu zamanındaki kervansaraylarda olduğu gibi ticareti teşvik amacıyla yapılmıyordu . Fransız ihtilali sonrası monarşilerin gücü halkla paylaşmak ya da halka devretmek zorunda kalması ve aydınlanma çağının başlayıp devamında sanayi devrimi ile hem demiryolları ile mesafelerin kısalması, hem ticaretin hız kazanması hem de zenginlik ile refahın artması ile paranın da el değiştirmesiyle artık insanların kitaplarda okudukları yerleri yerinde görmek için çıktıkları seyahatlerde onlara evlerinde konforu sağlamak ve bundan gelir elde etmek amacıyla turistik oteller olarak inşa ediliyordu.

1900 lerde Dünya genelinde hız kazanan Turistik Otel anlayışı ,Batı standartlarındaki ilk otelimiz olan PERA PALACE ile ülkemizde başladığı günden bugüne olan yolculuğunda Turizm Bakanlığının 08/11/2021 tarihli en son verilerine göre farklı kategorilerde toplam 13.768 otel , 823.739 oda ve 1.776.972 yatak kapasitesine ulaşmıştır. Alttaki tablolarda 2001 ile 2021 arasındaki yıllar bazında tesis oda yatak istatistiklerini incelediğimizde sektörün genellikle ivmesini kaybetmediği hatta zor zamanlarda bile kısa sürede toparlanıp yükselişini sürdürdüğü göze çarpıyor ,özellikle 3.tabloda 2016 senesinde bombalamların terör olayların zirve yaptığı süreçte büyük bir düşüş yaşandığı fakat bir sene sonrasında hızla toparlanıp eski sayıları yakaladığımız göze çarpıyor ve e önemlisi pandemi koşullarına rağmen sayının artmaya devam etmesi sektörün geleceği açısından umut vericidir.Ülkemiz potansiyeli göz önüne alındığında sektörde hala ihtiyaç olduğu ,doğru politikalarla bu artışın devam edeceği aşikar bir gerçekliktir ,önemli olan nokta bu yatırımların gerçekleştirileceği bölgenin analizinin doğru yapılması, ihtiyaçların belirlenmesidir.

 

Günümüzde değişimler çok hızlı gerçekleşiyor ve bu değişime ayak uydurabilip dönüşümünü gerçekleştirebilenler ayakta kalmaya devam ediyor ,bunu gören ve buna göre hareket eden işletmeler hali hazırda ürün çeşitlendirmesi ve gerçekçi politikalarla ayakta kalmaya devam ediyor ,örnek olarak 5 yıldızlı otel zincirlerinin kendi markaları altında 4 ve 3 yıldızlı alternatifleri sunması ,franchise ağı ile hizmetin farklı noktalarda devamlılığının sağlaması gösterilebilir.

İşletmeleri buna iten en önemli sebeplerden biri karşılarında tek bir oteli dahi olmadan dünyanın en büyük otel ağına sahip olan air B&B gibi teknoloji firmalarının çıkması ve rekabeti başka bir boyuta taşıması ,aslında ihtiyaçtan doğan bu oluşumlar bize sistemde bir açığın olduğunu da gösteriyor ,şüphesiz ki bu gerçeğe göre de pozisyon alan işletmeler geleceğin dünyasında yerini almaya devam edecek.


- BAHADIR ERTEM

Ticari Gayrimenkul Danışmanı